Ergenlik dönemi çoğunlukla hem gençler için hem de ebeveynleri için çeşitli zorlukların ortaya çıktığı bir dönemdir. Ergenlik dönemindeki gencin ani değişimleri ebeveynleri tedirgin edebilir ve birçok ebeveyn bu süreçte “Çocuğum eskiden böyle değildi, bir anda öfkelenmeye başladı.” “Artık bizimle konuşmak istemiyor, odasına kapanıyor.” “Eskiden paylaştığı şeyleri şimdi bizden saklıyor.” şeklinde düşüncelere kapılabilir ve çocuğuyla iletişim kurabilmenin çeşitli yollarını arayabilir. Aslında bunlar, ergenlik döneminde çok sık karşılaşılan durumlardır. Bir anda öfkeli, sessiz, dalgın ya da kayıtsız görünen genç, aslında kendi içinde büyük değişimlerden geçmektedir. Bu değişimler ebeveynler için zorlayıcı olabilir çünkü tanıdıkları çocukları birden farklı birine dönüşmüş gibi hissedebilirler.
Ergenliği sağlıklı bir şekilde anlamlandırabilmek için bu dönemin gelişimsel bir evre olduğunu bilmek çok önemlidir. Tıpkı iki yaşındaki bir çocuğun konuşmaya başlamasının, üç yaşındaki bir çocuğun oyun kurabilmesinin gelişimin doğal parçaları olması gibi; ergenlikte görülen duygusal dalgalanmalar, bağımsızlaşma çabaları, arkadaşlara yönelme de bu dönemin beklenen gelişimsel özellikleridir.
Ergenlik Döneminde Nasıl Değişimler Ortaya Çıkıyor?
Ergenlik dönemi, gençlerin yalnızca bedensel olarak değil; duygusal, bilişsel ve sosyal açıdan da büyük dönüşümler yaşadığı bir süreçtir. Bu dönüşümleri anlamak, ebeveynlerin çocuklarıyla daha sağlıklı bir ilişki kurmalarına yardımcı olur.
Bilişsel Değişimler
Piaget’in gelişim kuramına göre ergenlikte gençler artık yalnızca somut olayları değil, soyut kavramları ve olasılıkları da düşünmeye başlar. Bu gelişim sayesinde daha derin sorgulamalar yapabilir, adalet, özgürlük, değerler gibi konular üzerine düşünebilirler. Aynı zamanda geleceğe dair hayaller kurar, farklı ihtimalleri tartışır ve ebeveynlerinin fikirlerini daha fazla sorgulamaya başlarlar. Bu durum çoğu zaman aile içinde tartışmalara neden olsa da aslında zihinsel gelişimin sağlıklı ilerlediğinin bir göstergesidir.
Kimlik Arayışı
Erikson’un psikososyal gelişim kuramında ergenlik dönemi bireyin kimlik kazanma ve kimlik çatışması ile karşı karşıya olduğu önemli bir gelişim evresidir. Bilişsel kapasitenin artmasıyla birlikte ergenler “Ben kimim, hayatta hangi yolu seçeceğim?” sorularını daha çok düşünürler. Bedensel değişimler, toplumsal beklentiler ve akran ilişkilerinin önem kazanmasıyla birlikte kimliklerini yeniden şekillendirmeye başlarlar. Bu süreçte bazen farklı kimlikler dener, farklı gruplara yönelir ve ebeveynlerinden uzaklaşıp arkadaşlarına daha fazla önem verirler. Bu da aileyle çatışmalara yol açabilir.
Duygusal ve Sosyal Değişimler
Hızlı fiziksel gelişim ve hormonel değişimler, duygusal dalgalanmaları beraberinde getirir. Bir anda çok mutlu iken kısa süre sonra öfkeli ya da kayıtsız hale gelebilirler. Aynı zamanda akran grubunun onayı ve kabulü onlar için büyük önem taşır. “Başkaları beni nasıl görüyor?” sorusu sıkça akıllarındadır.
Tüm bu değişimleri anlayışla karşılayabilmek ebeveynler için zorlayıcı olabilir. Ancak unutulmaması gereken nokta şudur: Nasıl ki iki yaşında bir çocuğun konuşmaya başlaması beklenen bir gelişim özelliğiyse, ergenlikte de sorgulamalar, bağımsızlık isteği, duygusal dalgalanmalar ve kimlik arayışları sağlıklı gelişimin doğal parçalarıdır.
Ergenlik Dönemindeki Çocuğunuza Nasıl Destek Olabilirsiniz?
-
Tepkilerini kişisel algılamayın: Ergenlik dönemindeki gençler zaman zaman ani öfke patlamaları, sessizleşme veya tartışmacı tavırlar gösterebilir. Örneğin, okulda yaşadığı bir sorun veya akran ilişkilerindeki bir sıkıntı nedeniyle gergin olabilir ve bu duygularını evde aileye yansıtabilir. Bu tür tepkiler, sizinle bir sorun yaşadıkları anlamına gelmez. Önemli olan, ebeveynin bunu kişisel bir sorun olarak yani kendisiyle ilgili olarak algılamamasıdır. Ebeveyn olarak tepkileri kişisel algılamamak, ergenlik döneminin gelişimsel süreçlerini bilmek ve anlamakla mümkündür. Gencin düşünme, sorgulama ve duygularını yoğun yaşama biçimi, sağlıklı bir kimlik gelişiminin ve bağımsızlık kazanımının bir göstergesidir. Bu farkındalık, ebeveynin sabırlı, anlayışlı ve destekleyici bir tutum sergilemesini kolaylaştırır.
-
Karar süreçlerine bir birey olarak dahil olmasını sağlayın: Ergenlik döneminde çocuk artık yalnızca “çocuk” değil, kendi düşünceleri, tercihleri ve değerleri olan bir birey haline gelir. Bu nedenle, bazı konularda onun fikirlerini sormak ve karar süreçlerine dahil etmek önemlidir. Örneğin, odasının düzeni, ders programı veya sosyal aktiviteleriyle ilgili kararlar, mümkün olduğunca ortak bir zeminde belirlenmelidir. Ebeveynler bazen “Odanı düzenle” gibi doğrudan beklentiler koyabilir. Ancak bu tür tek taraflı talepler, ergenin bağımsızlık arzusunu ve kimlik gelişimini zorlayabilir. Bu nedenle, beklentiler ve kurallar konusunda ergenle ortak bir zemin bulmak, hem onun sorumluluk almasını hem de aile ile güvenli bağını sürdürmesini sağlar. Bu yaklaşım, ergenin kendi değerlerini keşfetmesine ve toplumsal kurallarla uyumlu bir kimlik geliştirmesine yardımcı olur. Aynı zamanda Piaget’in bilişsel gelişim modeline göre ergen artık soyut düşünme kapasitesine sahiptir ve fikirlerini mantıklı bir şekilde ifade edebilir; dolayısıyla ortak karar süreçleri hem iletişimi güçlendirir hem de ergenin bağımsızlık becerilerini destekler.
-
Duygularını Küçümsemeyin: Ergenlik dönemindeki gençlerin deneyimlediği duygular, yetişkin gözünden bakıldığında bazen küçük veya önemsiz görünebilir. Örneğin, bir kıyafet seçimi ya da arkadaşlar arasındaki bir anlaşmazlık bir yetişkin için önemsiz olabilir. Ancak gençler için bu duygular çok yoğundur ve dünyasının merkezindedir. Bunu bir metaforla düşünecek olursak; ergenin yaşadığı duyguları dalgalı bir denize benzetebiliriz. Yetişkin gözünde deniz sakin ve dalgalar küçük görünebilir. Fakat ergenin içinde bulunduğu dalgalar büyük ve kontrol edilemezdir. Duygularını küçümsemek, dalgaları daha da güçlendirir. Onları anlamaya çalışmak ve yanında olmak ise bu fırtınada güvenli bir liman sunmak gibidir.
-
Kurallar ve Sınırları Birlikte Belirleyin: Ergenlik döneminde gençler bağımsız düşünmeye ve kendi kararlarını almaya başlar. Bu nedenle kurallar hâlâ önemlidir ama onları tek taraflı dayatmak yerine birlikte karar vermek çok daha etkilidir. Örneğin, dışarıda kalma saatleri veya arkadaş buluşmaları gibi konuları birlikte tartışabilirsiniz. “Hafta sonu dışarıda kalma saatini birlikte belirleyelim” gibi yaklaşım, ergenin sorumluluk almasını ve kurallara uyum sağlamasını kolaylaştırır.
-
Kendi Davranışlarınızla Örnek Olun: Ergenler, ebeveynlerini gözlemleyerek çok şey öğrenirler. Duygularınızı nasıl yönettiğiniz, çatışmalara yaklaşımınız ve iletişim tarzınız onların model alacağı davranışlardır. Örneğin, sinirlendiğinizde bağırmak yerine sakin bir şekilde kendi duygunuzu ifade etmek önemlidir. “Bu durum beni üzdü, biraz sakinleşmem gerek” demek hem çatışmayı yapıcı bir şekilde çözmenizi sağlar hem de ergenlik dönemindeki gencin kendi duygularını yönetmeyi öğrenmesine yardımcı olur. Bağırmak veya eleştirel tepkiler özellikle bu yaş grubunda kendini savunmaya veya geri çekilmeye yönelmesine neden olabilir.
-
İlişkiye Öncelik Verin: İlişki kurmak sadece birlikte vakit geçirmek değil; güvenli bir bağ kurmak, birbirinizi anlamak ve birbirinize saygı göstermek anlamına gelir. Bu bağ sağlıklı şekilde kurulabilirse gençlerin kendini değerli, anlaşılmış ve desteklenmiş hissetmesini sağlar. İlişkiye öncelik vermek, çocuğun yanında olmak ve onun duygularını anlamak demektir. Örneğin, birlikte zaman geçirirken sürekli eleştiren veya yönlendiren bir tavır sergilemek yerine, dinlemek, anlamaya çalışmak ve duygularını açmasına izin vermek önemlidir. Öğüt vermeden sadece sorular sorarak yaklaşmak bu adımda önemlidir. Bu yaklaşım, gençlerin kendini ifade etmesine ve aileyle güvenli bağ kurmasına yardımcı olur. Ortak aktiviteler de bu süreci destekler. Örneğin, birlikte yürüyüş yapmak, yemek hazırlamak, film izlemek veya hobiler paylaşmak, kaliteli zaman geçirmenin yollarıdır. Önemli olan, bu aktivitelerin sadece “yapılacak işler” değil, birbirinizi anlamak ve bağ kurmak için bir fırsat olarak görülmesidir.
-
Profesyonel Destekten Yararlanın: Eğer ev içindeki çatışmalar sık ve yoğun bir şekilde devam ediyorsa, profesyonel bir destek almak önemlidir. Uzman rehberliği, iletişimi güçlendirmeye, çatışmaları yönetmeye yardımcı olur. Profesyonel destek almak, ergenlik dönemindeki gencin sağlıklı gelişimini desteklerken aile içi ilişkilerin korunmasını ve iyileşmesini sağlar.
Klinik Psikolog Hilal Yavuz